22 Şubat 2010 Pazartesi

Geçmişi Unutmadan



GEÇMİŞİ UNUTMADAN


Ünlü basketbolcu Hidayet Türkoğlu eşiyle birlikte, Eminönü’nde geziyordu. Önce akvaryumcuları dolaştılar, Kapalıçarşı, Nuriosmaniye, Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya, Sultanahmet, Topkapı Sarayı, Gülhane Parkı derken, Yeni Caminin önüne kadar geldiler. Orada bağıra bağıra simit satan bir çocuk vardı. Basketbolcu birden durakladı…
Sonra simitçiye yaklaştı:
- Simit’in kaça koç ?
- 300 bin abi. Çıtır çıtır…..
- Tezgahta kaç simit var ?
- 70-80 tane var herhalde…
- Hepsini alsam ne tutar ?
- Seksen desek 24 milyon.
- Al sana 30 milyon…. Farzet ki hepsini aldım…
-Sağol abi… Sağol….
Basketbolcu üç onluk çıkartıp simitçinin önüne bıraktı. Eşi şaşkındı.
Üç Beş adım yürümüşlerdi ki eşine yaklaşıp fısıldadı.
- Hidayet sen deli misin ?
- Yooo
- Peki yemediğimiz simitlerin parasını niye verdin ?
- Bos ver sorma.
- Diyelim ki soruyorum. Hem de ısrarla soruyorum.
- Öyleyse söyleyeyim.
- Lütfedersiniz beyefendi.
- Tablanın kenarı dikkatini çekti mi ?
- Hayır.
- Baksan görecektin. Tahtaya bir isim kazınmıştı.
- Nasıl bir isim ?
- Hidayet !
- Yoksa ?
- Evet O tezgah, eskiden benimdi.

Bu öyküyü Hidayet Türkoğlu tv8 de katıldığı bir programda kendisi anlatmıştı. Herkes bir yerlere gelebilmek için gerçekten çok büyük zorluklar yaşıyor. Geçmişi unutmamalıyız.


http://www.herice.com dan alındı.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Gözlerim yasardi okurken,

paylastigin icin cok tesekkürler Utku Basar!

sevgiler

utku başar şapçı dedi ki...

Rumuz İlkyaz teşekkürler.

Related Posts with Thumbnails